Fotoğraf: açık kaynaklardan
Bu özellik evrimle şekillenir ve modern stresle güçlendirilir.
Kaynak:
Sık sık olumsuz düşüncelere odaklandığınızı ve yıllar öncesindeki en utanç verici anları net bir şekilde hatırladığınız ancak iyi şeyleri her zaman unuttuğunuzu fark ederseniz, bunun benzersiz bir kişilik özelliği olmadığını, evrimsel psikolojide onlarca yıldır kaydedilen ve üzerinde çalışılan bir olgu olduğunu bilin. Forbes için yazdığı bir makalede psikolog Mark Travers, beyninizin olumsuzluğa yönelmesinin üç ana nedenini tanımlıyor ve bununla nasıl başa çıkabileceğinizi anlatıyor.
1. Beyin Olumsuz Düşüncelere Öncelik Verecek Şekilde Evrimleşti
Geçmişte insanların tek bir amacı vardı: hayatta kalmak ve bu da zarar verebilecek her şeye çok dikkat etmek anlamına geliyordu. Potansiyel bir tehdidin gözden kaçırılması ölümcül olabilir, ancak güzel bir ağaç ya da hoş bir ses gibi olumlu bir şeyin gözden kaçırılması nadiren ciddi sonuçlara yol açıyordu.
Bugün bile beyin, sosyal reddedilmeyi, eleştiriyi, mali kaygıları veya belirsizliği hayatta kalmaya yönelik potansiyel tehditler olarak algılıyor.
Travers, “Fiziksel olarak güvende olsanız bile, bir meslektaşınızın sinirli ses tonunu veya yaptığınız hatayı kafanızda tekrarlayabilirsiniz. Bu noktada, beyninizin size eziyet etmeye çalışmadığını, sizi elinden gelen en iyi şekilde korumaya çalıştığını kendinize hatırlatmanız önemlidir” diye yazıyor Travers.
2. Olumsuz düşünceler, olumsuz olayların gerçekleşmesini engellemeye çalışır.
Psikolojik araştırmalar, olumsuz deneyimleri olumlu deneyimlerden daha canlı bir şekilde hatırlama eğilimimizi uzun süredir belgelemiştir. Araştırmalar aynı zamanda olumsuz deneyimlerin beynin işlem merkezinde, özellikle de duygusal olarak yüklü anılara öncelik veren amigdalada daha fazla aktiviteyi tetiklediğini doğruluyor.
Sosyal psikologlar ayrıca insanların duygusal açıdan kazançlardan ziyade kayıplara daha fazla ağırlık verdiklerini bulmuşlardır.
Bu alışkanlık sadece hafızayı geliştirmez; Gelecekteki kayıpları ve diğer olumsuz olayları önlemek için karar almayı, motivasyonu ve öz algıyı değiştirir.
Sorun şu ki, olumlu deneyimleri fark etmek ve güçlendirmek için aktif olarak çalışmazsanız beyniniz, doğru olan yerine varsayılan olarak yanlış olana yönelmeye devam edecek ve bu da yaşamda sürekli korkunun gelişmesine yol açabilir.
3. Olumsuz düşünceler duygusal geri bildirim döngüleri yaratır.
Psychoneuroendocrinology dergisinde 2014 yılında yayınlanan bir araştırma, stresli bir olaydan sonra olumsuz düşünceleri uzun uzun düşünmenin gelecekteki stres faktörlerine karşı daha yüksek kortizol tepkisini öngördüğünü buldu. Beyin, tehlike beklentisine (hiç olmasa bile) uyum sağlar ve bir dahaki sefere potansiyel bir tehdit algıladığında daha da güçlü tepki verir.
İyi haber şu ki, bu döngüler odaklanmış zihinsel alışkanlıklarla kırılabilir ve beyin tekrar yoluyla kendini yeniden yapılandırabilir. Araştırma destekli uygulamalar şunları içerir:
- Farkındalık ve topraklama. Düşüncelerinizi yargılamadan gözlemleme alıştırması yapın. Olumsuz bir yorum fark ettiğinizde ise durun ve kendinize “Buna farklı bakılabilir mi?” diye sorun.
- Minnettarlığa ve pozitifliğe odaklanın. Araştırmalar, minnettar olduğunuz şeyleri düzenli olarak listelemenin, beynin refahla ilişkili alanlarındaki aktiviteyi artırdığını ve stres seviyelerini azalttığını gösteriyor. Olumlu bir anı 10-20 saniye boyunca aklınızda tutmak, onun daha derine kodlanmasına yardımcı olur ve olumsuz önyargıyı ortadan kaldırır.
- Bilişsel yeniden çerçeveleme. Olumsuz atıflara karşı koymak için bilişsel davranışçı terapi tekniklerini kullanın. Kendinize şunu sorun: “Bu gerçekten düşmanca bir niyet mi, yoksa sadece bir yanlış anlama mı?”
Site güvenli değil! Tüm verileriniz risk altında: şifreler, tarayıcı geçmişi, kişisel fotoğraflar, banka kartları ve diğer kişisel veriler saldırganlar tarafından kullanılacak.
